Soru Sor
Sorunu sor hemen cevaplansın.
acıklı komedya : fransa'da, burjuva tragedyası ile burjuva oyununa geçiş şekli olarak, komik öğe de eklenerek ortaya çıkan bir burjuva oyun türüdür.
acıklı oyun : aydınlanma dönemi tiyatrosunda, traji-komedyası ve alman burjuva tiyatrosuna denir. acıklı oyunlarda, önce aşılması güç bir durum vardır, sonra kötüler cezalandırılır ve iyiler mükafatlandırılır, oyun burjuva erdem ve fedakarlık anlayışının zaferiyle son bulur.
agon: yarışma , karşıt düşüncelerin çatışması şeklinde süren bölüm
açık hava tiyatrosu : açık hava tiyatroları ilk kez, yapı olarak kendine özgü bir mimari üslup kazanmasıyla, antik yunan'da görülür. geniş anlamda açık hava oyunlarının oynandığı sahnelerdir.
aksesuar : sahne dekoru ve kostümünün yanı sıra, oyuncuların sahnede kullandığı eşyalara denir.
aksiyon : oyunun kendinden hareketlilik tarzı, bütünsel yapısını oluşturan hareketlilik sürecidir. aksiyon, oyundaki değişmeleri ve çatışmaları belirler, bunların neden ve sonuçlarını oluşturur.
aksiyon oyunu : aksiyonun karaktere bağımlı olduğu karakter oyunlarına karşıt; oyundaki kişilerin istem, davranış ve bilinçlerinden bağımsız şekilde ve daha çok olaylarla gelişen oyunlardır. bu oyunlar nesnel ve tarihsel özellikler taşır.
akustik : tiyatro içinde sesin dağılışı ve dağılış ölçüsüdür. akustik, ilk tiyatrolar olan açık hava tiyatrolarındaki, oyuncuların sesini geniş izleyici kitlesine duyurabilme ihtiyacından doğmuştur.
alan tiyatrosu : alan tiyatroları seyirci ve sahnenin iç içe kaynaştırılması kaygısından doğmuştur. üç ya da dört yanı seyircilerin oturma yerleriyle çevrili olduğu tiyatro yapısıdır. amfi tiyatrolar ve antik roma tiyatroları bu türün ilk örnekleridir.
alegori : bir düşünce, ahlak kategorisinin kişileştirme yoluyla oynanması
amfi tiyatro :genellikle çember ya da yumurta şeklinde bir oyun yerinin olduğu ve çevresinde basamaklar halinde oturma yerlerinin yükseldiği açık hava yapısıdır.
anarşist tiyatro : tüm geleneksel tiyatro kalıplarını ve mecranı yıkarak, burjuva-kapitalist toplum düzenindeki yaşam kaosuna karşı göstericiliğe varan bir tiyatro türüdür.
anonim oyun : 1.yazılı metni olmayan, doğaçlama olarak oynanan oyunlardır. 2. yazarı bilinmeyen oyunlara denir.
antrakt: oyun sırasında perde değişimi ve dinlenme amaçlı verilen ara
anti-tiyatro : avangart, saçma tiyatrosuyla eşanlamlı kullanılan bir terimdir. tiyatro yoluyla tiyatroya karşı tiyatro yapmaya "anti-realite tiyatrosu" denir.
antik komedya : i.ö. 400-200 yılları arasındaki eski roma ve yunan komedyasına verilen addır.
antik tragedya: i.ö vı. yüzyıl ve i.s. ı. yüzyılda yedi yüz yıllık boyunca yazılmış tragedyalardan yunanlı thespis ile başlayıp latin seneca ile son bulur
antik yunan tiyatrosu: i.ö ıı. yüzyıla dek sürmüş eski yunan tiyatrosuna verilen addır
ara oyun : bir oyun arasında yer alan, oyunla ilgili kısa bölümlü gösterilerdir.
apar: sahnedeki oyuncunun diğer oyuncuların duymadığı varsayımı ile doğrudan sahneden seyirye konuşması
arkaik oyun : 1.işlevselliğini ve geçerliliğini yitirmiş oyunlar için kullanılır. 2. klasik tiyatrodan önceki teatral gösterilere verilen isimdir.
arkalik tiyatro: tiyatroya kaynaklık ettiği varsayılan tiyatroda henüz belirli bir tarzın oluşmadığı dönemdeki törensel gösterilere verilen isim.. / ilk antik tiyatro yapılarının i.ö 1700yılına dek gerilere giden tarihi süreci
asal düğüm: asıl karakter oyuncusunun en fazla aktivite gösterdiği, direndiği, aksiyon gösterdiği kısım
auto sacramentale: ispanyadaki görülen ve kutsal kitaptan öyküler ve ermişlerin yaşamlarını konu edinen alegorik oyunlar
avangart tiyatro : 1, ve 2. dünya savaşları'nın batı'da yol açtığı manevi krizin bir yansıması, kalıplaşmış burjuva ve tiyatrosuna karşı kendi içinden gelişen hareketin bir anlatımıdır
barok tiyatro: daha çok mimarlık müzik alanında yankısını bulmuş ama resim, heykel ve tiyatroyu da etkilemiş bir genel tarz
belediye tiyatrosu: belediyeden ödenek alarak çalışan tiyatro. şehir tiyatroları olarak da anılır.
belgesel oyun :yaşanmış bir olayın, olayla ilgili belgelerden yola çıkarak oyunlaştırılmasıdır.
benzetmeci tiyatro :göstermeci tiyatroya karşıt bir türdür. oyunun metni kadar, sahneleme, oynanış ve sahne düzeni, tekniği bakımından da oynanmakta olan oyunda gerçek yaşamın yanılsamasının yaratılmak istendiği tiyatrodur.
biçimci tiyatro : emperyalizm aşamasındaki burjuva toplumu tiyatrosundaki birçok akımları içine alan ve gerçekçi olmayan yöntemleri kullanan tiyatrolara verilen addır.
burlesk: karakterleri karikatürize ederek, abartılı şekilde yansıtan bir tarz
bildiri tiyatrosu :1.açık bildiri anlamında, belli bir dünya görüşünü seyirciye iletmek, seyirciyi o düşünceye kanalize edip harekete geçirme amacında olan tiyatro anlayışıdır.
bireşim tiyatrosu: sanat dallarını uyumlu bir şekilde kaynaştırıp bireşim bir bütün çıkaran tiyatro.
biyomekanik oyunculuk: oyunculukta hareket sözden daha öne geçtiği anlamların hareket ve tavırlarla verildiği tarz.
bölge tiyatrosu :bölgelere yerleşik, devlet tarafından ödenekli, aynı zamanda bölge içinde gezici olan ve yerel kaynaklardan yararlanan özerk tiyatrolardır. bizde bölge tiyatrosu fikrinin öncülüğünü muhsin ertuğrul yapmıştır.
broadway tiyatrosu :abd'deki ticari tiyatro için kullanılan bir deyimdir.
budama: sahneleme aşamasında oyunun bütünlüğünü bozmayacak ve oyuncuya rahat gelecek bir biçimde yeniden düzenleme, kısaltma
bulvar komedyası :19. yy.da fransa'da ortaya çıkmış olan bir komedya türüdür. 1. dünya savaşı öncesi yaygın olduğu yıllardır. üçlü aşk ilişkilerinin konu alındığı bu tür, sadece eğlendirmeyi ve yüzeysel komik durumlarla güldürmeyi hedefler ve bu yüzeyselliğiyle burjuvazinin sanat anlayışını temsil eden.
burjuva tragedyası :gelişmesini olduğu kadar yıkımını da kendi içinde taşıyan bir sınıf olan burjuvazinin dünya görüşü ve ideolojisinin, bu çelişmenin yansıması olduğu kadar onunla eşdeğerleşen trajikliğin anlatımı olmuş burjuva oyunlarına denir.
canlı karagöz :halk dilinde orta oyunu'na halk arasında verilen isimlendirme . 19.yy da gölge oyunu karakterlerinin oyuncularla sahnelenmesi bu adlandırmaya kaynaklık etmiştir.
cezvit tiyatrosu: 17.yüzyıl ortalarında başlayıp 18. yüzyıla dek süre gelen dinsel öğelerle oluşturulmuş tiyatro. luther reformizmine karşı gelişmiş gerici katolik tiyatro anlayışı da denilebilir
ciddi komedya : dünyanın çelişkili olduğunu kabul eden ancak onu düzeltmeye ya da değiştirmeye çalışmayan burjuvazinin, iktidarı ele geçirememesini insanlık komedyası olarak göstermeye çalışmasının anlatımı olmuştur.
çadır tiyatrosu :1.oyun yeri çadır olan tiyatrolardır. 2. türkiye'de çadır tiyatrosu ismi aynı zamanda açık saçık dans gösterilerine ve kaba güldürülere dayanan bir çeşit gezici varyete için kullanılır.çengi :geleneksel türk halk tiyatrosunda, dramatik dansları yapan oyuncu, dansçı ya da komedya oyuncularına denir.
comedya: comedya de capa y espada (pelerin ve kılıç oyunu) gibi türleri bulunan ve ispanyol dilinde "tam uzunlukta oyun" anlamında kullanılan bir nitelemedir. 17. yüzyıl ispanyol tiyatrosunun altın çağında görülen comedya kavramı.
commedya del ''arte'': başlangıcı 1550'li yıllara uzanan, italyan doğaçlama tiyatrosudur. bir senaryodan yola çıkılıp sahnede usta oyuncu tarafından uydurularak süren komedi türü oyun tarzıdır.
curcuna (o.o.) : oyun öncesi ya da bu oyundan bağımsız olarak ortaya çıkan oyundaki kişilerin müzik eşliğindeki dansları. / komik soytarı dansları. bu dansları yapana soytarılar ise curcunabaz olarak adlandırılır.
çerçeve oyunu: karakterleri ve öyküyü geri planda bırakıp daha çok yaşanılan dönemi, ortamı detaylarıyla veren oyun türü
çerçeve sahne :oyun yeri ile seyirci arasında düz bir bağlantı çizgisi çekerek perde ile ayrılan, yanlardan perspektifli kulislerle donatılmış sahne biçimidir
çiçek yolu: sahneyi seyirci koltuklarının arasından uzatarak salon boyunca uzayan eklenti sahne. ilk kez japon kabuki tiyatrosunda görülmüş gazino, müzikhol tarzıda denilebilecek sahne biçimi
darülbedayi ( darülbedayi-i osmani ):istanbul'da, ıı. meşrutiyet'in ilanından sonra 1914'te, batı'ya açılma çalışmalarının kültür alanındaki devamı olarak, belediye başkanı cemil paşa'nın girişimiyle kurulan konservatuardır. bir okul olarak kurulan bu kurum daha sonra profesyonel bir tiyatro topluluğu olarak çalışmalarını sürdürmüştür.
dekor: oyun konusuna uygun yeri, atmosferi materyallerle kalıp, renk, ışıkla ortaya çıkarma
deneme tiyatrosu: daha çok genç tiyatrocuların denendiği, yeni tarzların, yeni oyun yazarlarının, yönetmenlerin, değişik biçimler denendikleri topluluklardır
denyo (o.o.) : orta oyunu'nda budala tipi.
devlet tiyatrosu :cumhuriyetle başlayan sanat alanındaki gelişme, çağdaş batı'ya erişme ve yenileşme hareketleri içinde, devlet konservatuarı'nın bir aşaması olarak 1949'da yürürlüğe giren devlet tiyatro ve operası kanunu'yla kurulmuş ödenekli tiyatrodur.
devrimci tiyatro :yeni tiyatro biçimleri yaratmayı amaçlayan, üslubu ve içeriğiyle kapitalist toplum kısıtlamalarına karşı çıkan ve tiyatro deneylerini gerçekleştirmeye çalışan tiyatro biçimidir.
dışavurumcu tiyatro :1. dünya savaşı'nın öncesinde, ideolojik bunalım ortamında, natüralist ve izlenimci tiyatroya ve yeni romantizme karşı manevi bir tepki olarak almanya'da ortaya çıkmış avangart ve gerçekçi olmayan bir tiyatro akımıdır.
dikkat çenberleri :stanistlavski'nin oyunculuk dizgesinde, dikkatin odaklanmasını kolaylaştırmak için saptanan bölgeler.
dip müziği :oyunda, hareket ve sözlerin yanı sıra, fonda kullanılan müzik
dişi konuşma, söz : daha çok orta oyunu gibi doğaçlama tiyatrosunda nüktedanın, komedi oyuncusunun espiri yapabilmesine olanak veren sözcükler.
ditramb :tanrı diyanizos onuruna söylenen,onun yaşamından söz eden ciddi yada açık saçık ezgiler.
diyalektik tiyatro :brecht, kendi kuramlarını belirlediği tarzı için epik kavramının yetersiz kaldığını ve tiyatorsunun insanları güldürüken düşündüren bir diyalektik tiyatro olduğunu belirtmiştir. '' yazar doğru bir düzenin gelmesiyle akıl -duygu çatışmasının yok olacağına ve her ikisinin da dengeli bir yolda birbirini destekleyeceğine inanır.
diyalog :iki ya da daha çok kişi arasında geçen söyleşme, oyun dilinin temel biçimidir. monologun karşıtı
diyazinos :yunan mitolojisinde, doğanın yenileyicisi ve yaşamın simgesi olan şarap ve coşku tanrısı. zeus ile samele'nin oğlu.
diyonizya :tanrı dionizos adına kutlanan törenlere verilen ad.
doğaçlama: bir metine dayanmayan içten geldiği gibi oynama, konuşma./ oyun sırasında, beklenmedik bir durumla karşılaşıldığında metinde olmayan hareket ve sözlerle durumu kurtarma / oyuna o an oluşan atmosfere göre veya güncel olaylara göre eklenti yapma.
doğalcı tiyatro :19.yüzyılda, auguste comte'un pozitivist düşüncelerinin ve charles darwin'in türlerin kökeni ve doğal seçme kuramlarının etkisiyle romantizm'e karşıt, bilimleri esas alan insanları katılımsal, çevresel ve toplumsal ilişkilerine göre inceleyen akım
dördüncü duvar :natüralist tiyatronun getirdiği kavramlardan biri, saydam bir duvar olarak sayılan sahnenin seyirciye açık tarafı.
dram :şiirin doğal temel biçimlerinden biri. ezgisel ve destansının yanı sıra üçüncü bir anlatım türüdür.
dramatik tiyatro :bu tarz tiyatroda, sahne olaylar dizisini kapsar, seyirci aksiyonun içine sokulur, aksiyon duygularda verilir, yaşantı paylaşılır, oyun önermelerle gelişir, insan bilinen bir olgu olarak ve bir değişmezlik olarak alınır, sahnelerin her biri öteki için varolur, dünya olduğu gibi kabul edilir, insanın içgüdüleri ortaya çıkarılır ve gerçekliğin düşüncede belirlendiği kabul edilir.
dramaturg :oyun yazarı ve yönetmen anlamında kullanılan bu terim daha sonra bu konuyu bilen kişi ve eleştirici anlamında kullanılmıştır
durum komedyası :komik olanı karakterden değil, durumlardan çıkaran komedi biçimidir.
düşçülük :20. yüzyıl başlarında ortaya çıkan, fantezi, usdışı ve kısa süren bir sanat eğilimi
ek oyun: rönesans döneminde ingiltere'de asal oyuna ek olarak oyunun yanı sıra oynanan güldürü türü kısa oyun
eleştiri: bir eseri, oyunu sanatsal, estetik, içerik, gerçeklik ve sosyal yansıması, görsellik gibi kıstaslarla değerlendirme
eleştirmen: yazdığı alanda sanatsal eğitimi alt yapısı olan duyarlılığı ve algılama yeteneği yüksek eleştiri yazan kimse
entrika komedyası :oyun örgüsünün birtakım karışık durum ve olayların ortaya çıkmasıyla geliştiği komedya türüdür
epik oyunculuk :epik tiyatro ilkeleri uyarınca geliştirilen oyunculuk yöntemidir. bu tür oyunculuğun en temel unsuru, oyuncunun diğer yöntemlerin tam tersine rolüyle özdeşleşmemesidir. oyuncu sahnede duyguları aktarmaz, oynadığı rolün kalıbına girmez, canlandırdığı karakterin eğilimlerini gösterir.
epik tiyatro :olaylar dizisinin anlatıldığı, seyircinin gözlemci olarak etkin duruma geçirilerek yargı vermeye götürüldüğü ve olayları seyircinin incelemesinin sağlandığı bir tiyatro türüdür.
fars :güldürü öğesi, fiziksel hareketlerden ve mimiklerden çıkarılır, güldürü kulak ve zihinden çok göze hitap eder. aynı zamanda kaba güldürü olarak bilinir.
furi: alkış anlamına gelen argo sözcük.
fuaye: oyun öncesi ve perde aralarında seyirci bekleme salonu
gala : daha protokolün çağrıldığı gösteri gecesi
gazete tiyatrosu :günlük ve geçmiş olayları gazete haberi formatında belgesel olarak veren bir tiyatro türüdür.
geleneksel türk tiyatrosu : gölge, kukla oyunu,orta oyunu,meddahlık,dramatik danslar gibi türk toplumuna özgü gösterim türlerini kapsayan halk tiyatrosu ve köy tiyatrosu
gerçeküstücü tiyatro :1. dünya savaşı'ndan sonra ileri burjuva-kapitalist toplulukların yaşamında bulunan bunalımın bir yansıması olarak fransa'da ortaya çıkmış avangart bir tiyatro akımıdır.
gerilla tiyatrosu :şehir hayatını yaşayanlara içinde bulundukları siyasal durumun gerçek yüzünü, sömürücü burjuva-kapitalist iktidarların günlük yaşam içinde nasıl varolduğunu anlatan tiyatro türüdür.
gerilim :gelişim sürecinde çatışmanın dozunun artmasıyla birlikte doruk noktasına ulaştığı ve doruk noktası'ndaki patlamadan sonra azalmaya başladığı tiyatro
gezici tiyatro : sabit bir sahnesi olmayan, gittikleri yerlerdeki sahnelerde oynayan topluluklara verilen ad.
gişe oyunu :sadece ilgi çekme ve ticari getiri kaygısı içinde sahnelenen oyun.
gölge oyunu :genellikle deriden kesilmiş hayvan, insan vs. figürlerinin arkadan ışık verilerek gölgelerinin beyaz bir perde üzerine yansıtılmasından yararlanılarak oynatılan oyun.
grotesk : abartılı karikatürize, akılcılığı zorlayan, karşıt görüntüleri birleştiren yapıtlar. daha çok 1.dünya savaşı ortamında , italya'da kapitalist düzen, sanayileşme, kentsoylu yaşama karşıt düzenin iki yüzlülüğünü vurgulayan kara mizah anlayışı ile bir yüzleşme tiyatrosu denilebilir.
gülünçlü oyun : gülünçlüğü, varsayımdan yola çıkışla ele alıp, yüzeyde bir şekilde işleyen oyunlara verilen ad. bulvar ve gişe oyunları bu türe iyi örneklerdir.
happening :resim, müzik, heykel, fotograf ve monolog karışımı plastik bir yaratımın teyatral olarak sunulması.
ışık odası : sahne ışıklandırmasının yapıldığı yer.
iç dekor : odayı ya da kapalı alanı gösteren bir dekor.
iç monolog : bir oyuncunun sahnede düşündüklerini ve ruh durumunu seyirciye yansıtması
imgelem : oyuncunun sözcüklerin arkasında yatan alt metni bulmak için başvurduğu imgelem
imge tiyatrosu : geleneksel dramaturgi ve sahne tekniklerinin dışına çıkarak imgesellik ve sahne plastiği ve ışık olaylarının öne çıkarılarak bu anlayışla ortaya çıkarılan oyun. (resim tiyatrosu)
işçi tiyatrosu : oyuncularının işçilerden oluştuğu topluluklar / işçi sınıfını aydınlatmaya yönelik oyunlar sergileyen topluluklar
irrasyonel tiyatro :akılcılık ve aydınlanma düşüncesine karşı 19. yüzyılda çıkmış, idealist tiyatro anlayışı içinde yer alan genel bir eğilime verilan ad.
italyan sahnesi : ilk kez rönesans döneminde italya'da yapılmaya başlanan perdeli çerçeve sahne
iyi - kurulu - oyun :19. yüzyılın ilk yarısında batı avrupa'da özellikle de fransa'da tekniğinden ötürü tezli oyunlar, karakter ve töre komedyaları ile bulvar komedyaları için kullanılan terim.
izlenimci tiyatro : 20. yüzyılın başlarında özellikle fransa'da ortaya çıkmış idealist bir tiyatro anlayışı. bu anlayışa göre tiyatroda esas olan, gerçekliğin gösterilmesinde çok, kişisel izlenimin yaratılabilmesidir. bu amaçla simgeci bir anlatım kullanılır, şiir dili, söz gücü, dekor, kostüm, ışık yoluyla bir atmosfer yaratmak hedeflenir.
jest :oyuncunun beden hareketleriyle oluşturduğu anlatım. karakterin genel davranışı
kabare tiyatrosu :güncel, politik konularla ilgili, toplumsal ve kültürel yozlaşmayı şakayla karışık eleştiren, sivri bir dille taşlayan; şarkı, parodi, skeç, söylev, sözsüz oyun, şiir, karikatürden kurulu, oyuncuyla seyircinin içli-dışlı olduğu, büyük şehirlere özgü bir tiyatro türü.
kahramanlık komedyası : soyluların baş oyun kişisi olduğu, onların maceralarına dayandırılmış komedi
kapalı biçim (ya da) kapalı oyun :başlıca iki dramatik biçimden biri, yani açık biçim'in karşıtı. kapalı biçim kendi bütünlüğünde bir kesit olan oyun biçimidir. zihinsel bütünsellik, aksiyon, yer ve zaman birliği kesintisizdir.
karagöz :türk gölge oyunu. adını oyunun baş kahramanından alan karagöz, bir gölge oyunu olarak türkiye'ye uzak doğu'dan mısır yoluyla gelmiş ve 17. yüzyılda kendi biçimini almıştır.
karakter komedyası : oyun komedi kahramanının yanlış, zayıf, komik yanları öne çıkarır. sosyal anlamda eleştiriler de bu oyuncu üzerinden yapılır.
kara mizah oyunu :1. ve 2. dünya savaşı sonrası gibi umutsuz ve olumsuz dönemlerin oyunlarıdır, temelinde kötümser dünya görüşü ve aşırı şüphecilik yatar.
karakter oyuncusu : kendine özgülükler taşıyan rolleri üstlenebilen oyunculara verilen ad
karakter komedyası :durum komedyası ve entrika komedyası'nın tam tersine, komik olanın, karakterin kendisinde yaratıldığı güldürü çeşidi. karakter komedyası'nda, oyunun başlıca bir karakterinin bir özelliği abartılarak güldürünün konusu durumuna getirilir.
karakter oyunu :düşünce ve aksiyon oyunu'nun tersine, gelişimin ve konunun belirli ve çarpıcı bir özellik taşıyan bir karakter'e dayandırıldığı oyun.
karakter oyuncusu : kendine özgülükler taşıyan rolleri üstlenebilen oyunculara verilen ad
koro :oyunda, belirli bir uyum içinde, kolektif olarak ezgili sözleri birlikte söyleyen kişilerden oluşan topluluk.
köşebası tiyatrosu : genellikle siyasal ve toplumsal içerikli kolay anlaşılır oyunlar oynayan topluluklara verilen addır
kukla oyunu :yapma bebeklerin, kuklaların oynatıldığı bir oyun. kuklalar oynatılış şekillerine göre değişik türlere ayrılır ve "el kuklası", "ipli kukla", "araba kuklası", "iskemle kuklası" ve "dev kukla" gibi adlar alırlar.
kulis :sahnede dekorunun yan duvarlarını meydana getiren, perspektiv' e uygun bez çerçevelere verilen ad. çoğunluk tarafından kulis olarak bilinen, oyuncuların, seyirciye görünmeden oyun sıralarının gelmesini bekledikleri yere ise aslında "kulis arkası" denir.
karakter tragedyası :karakterin kişisel özellikleri ve çevresi tarafından koşullanmasıyla doğan psikolojik çelişmeler ve dış çatışmaların yer aldığı tragedya.
kavuklu : orta oyununda halkın düşünce ve duygularını yansıtan özü sözü bir, dobra, eğitimsiz ama düşünceleri önemsenen kişidir. haksızlığa karşıdır. pişekarın tersi bir karakterdedir.
kerkides : antik yunan tiyatro yapısında seyir yerini dikine kesen basamaklı yol.
kıssalı oyun :öğretici bir anlatıma, kıssaya dayanan, ahlaksal gerçekliği ya da bilgiyi karşılaştırma ya da benzeştirme yoluyla veren kıssalı oyun.
kilise oyunu : çoğu kez rahiplerin oynadığı, kilise tarafından yönetilen hıristiyan gelenekleri yaymaya yönelik oyun.
kitle oyunu :oyunun merkezine tek tek kişiler yerine kitleyi koyan oyunlar.
kolektif oyun :dışavurumcu tiyatro'ya özgü olarak, öznel anlatım sağlamak ve duygu yoğunluğu yaratmak amacıyla oyuncuların kolektif olarak anlatıma katıldıkları oyun türü.
komedya, komedi :komik olan ögelerin yansıtıldığı ve bu ögelerin oyunun yapısını oluşturduğu başlıca oyun türlerinden biri. komedya komik olanın algılanışına göre bu güne kadar olduğu gibi, her dönemde değişik anlam ve yapılar kazanabilir.
konstrüktivist tiyatro :biçimci bir akım olan konstrüktivizm içinde yer alan tiyatro, sahne mimarisinde mekanın değerlendirilmesine ve kendine özgü bir yapıya sahip olan bir sahne düzenine dayanır. ilk kez sovyet yönetmen meyerhold tarafından perde ve çevre düzenlemesinin, kulislerin olmadığı çıplak sahnede iskele bir dekorda işçi sınıfının sanayileşme sürecindeki emeğini ve üretimini ve devinimini anlatmak için uygulanmış bir tarz olup bazı yönetmenler tarafından sürdürülmüş anlayış, biçimdir.
lazzi : commedia dell'arte oyuncularının teknik gerektiren güldürücü hareketleri
loca : genel seyircilere ayrılmış koltukların dışındaki özel seyirci bölmeleridir.
maskelemek: sahnede yapılacak bir eylemi seyirciden gizlemek amacıyla yapılan hareket
meddah :türk geleneksel seyirlik oyunlarının belli başlı türü olan meddah, kökenleri arap ve iran gibi islam ülkelerindeki hikaye anlatma geleneğine dayanan meddah ülkemiz kültüründe bir çeşit hikaye anlatıcı olarak bilinir.
merak:olay dizisinin gelişimi ile seyircide uyandırılan soru duygusu:gerilim sağlayıcı öğe.
melodram :aksiyonu ya da duygusal etkiyi güçlendirmek amacıyla konuşma ve sözün müzikle birleştiği anlatım türü.
mim: hareketlere dayalı sözsüz oyun
mimesis: taklit,benzetme, öykünme. yeniden yaratma, yansıtma'
mimik :başka kişilerin fiziksel ya da psişik özelliklerini taklit etme ya da kendi iç dünyasındaki duygularını dile getirme amacıyla, duygu ve düşüncelerin oyuncu tarafından yüz hareketleriyle seyirciye aktarılması.
mizansen :sahne düzeni.modern dram :burjuvazi'nin kendi düşünce tarzına bir ifade şekli yaratmak için,sınıf çatışmasından doğmuş bir dram sanatıdır.
monolog :ikili konuşmanın, diyalog'un, tam tersi şekilde, oyunda tek başına konuşma biçimidir.
müzikhol : ingiltere'de 19. yy' ın ikinci yarısında ortaya çıkmış bir dram türü. basit halkın popüler bir eğlencesi olan müzikhol komik skeçli, şarkılı ve akrobasi gösterilerden oluşuyor.
müzikli komedya :oyun örgüsüne, müzik ve dans'ın da karıştığı, caz, hafif müzik ve pop müzik özellikleri de taşıyan abd'ye özgü bir tür olmuş güldürüye verilen ad. müzikli oyun
nekre: nüktedan oyuncu
oda oyunu :psikolojik yanı, iç gerçekliği ve söz değeri ağır basan, oda tiyatroları' nda sahnelenen oyunlar için kullanılan terim.oda tiyatrosu :orkestra ve galeri yeri olmayan küçük tiyatrolara verilen ad
off-off-broadway :1960'larda amerika'da oluşan "off-broadway" tiyatro hareketlerindeki ticari ve konformist eğilimlere karşı, 1970'lerden bu yana oluşan tiyatro hareketleri. off-broadway :2. dünya savaşı'ndan sonra, abd'de ticari broadway tiyatrosu'na karşı tavır almış tiyatro hareketi.
okul tiyatrosu: okul öğrencilerinin kurdukları ve gerçekleştirdikleri tiyatro.
okuma çalışması: metin üzerinde yapılan ön çalışma
orta : ( o.o.): 20 x 14 metre ebatlarında iple çevrilmiş orta oyunu'nun oynandığı alan.
orta komedya :i.ö. 400-300'lerde eski komedya' dan yeni komedya' ya geçiş sürecindeki yunan komedyası'nın ikinci evresi.
orta oyunu :seyircilerle çevrelenmiş bir alanda, yazılı bir metne dayanmadan ama belli bir konuda, canlı oyuncularla doğaçlama olarak geliştirilen geleneksel türk halk tiyatrosu seyirlik oyunu
oyun :oynanmak üzere yazılmış tiyatro gösterisi, oyuncunun rolle gerçekleştirdiği piyes.oyun dili :bir oyunu sanat yapıtı olarak var eden dil. bir oyunun içeriğinin ve biçiminin belirleyici öğesi.oyun düzeni :tüm dramaturjik ve teknik çalışmalar doğrultusunda bir oyunun belli bir düzen uyarınca sahneye konması.
oyuncak tiyatro : 12. yüzyılın ilk yarısında kartondan üç boyutlu dekor ve giysilerle ingiltere'de yapılan oyuncak.
oyun kurmak : daha çok doğaçlama ile geliştirilen oyunlar ortaya çıkartma olayı
oyun müziği :başlı başına bir oyun için düzenlenmiş, bir oyunda organik olarak yer alan müzik. oyunun başında, aralarında ve sonunda yer alabileceği gibi şarkılar, ezgiler ve dans müziği olarak da oyunun için de yer alabilir. sahne müziği.
oyun yapısı :bir oyunun dramatik bir eser olarak bütünlüğünü oluşturan kuruluş tarzı.
oyun yeri :bir oyunun oynandığı ve oyuncuların seyirci karşısında göründüğü oyun yeri ve yapısı. sahne.
oyuncu :bir karakteri doğaçlama yoluyla canlandıran ya da bir rolü temsil eden yorumlayan sanatçı.
oyuncu kolları :özellikle 16. ve 17. yüzyıllarda türkiye' de saray'da düzenlenen eğlencelerde musiki eşliğinde dramatik gösterileri uygulayan 200-400 kişiden oluşmuş topluluklara verilen ad.
oyunculuk :bir oyuncunun kendi yaratım kabiliyeti ile ya da belirli kurallara göre, konuşma, mimik ve jest yolu ile dans ve müzik eşliğinde aksesuar ve kostüm kullanarak bir rolü temsil edebilme yeteneği.
oyunlaştırma :anlatı, öykü, roman, düzyazı veya manzum yazılmış bir eserin dramatik hale getirilerek sahnede oynanır hale sokulması.
öğretisel oyun :seyircinin belli bir toplumsal ve siyasal ülkeye kazandırılması amacıyla yazılan ve bildirinin dolaysız olarak iletildiği tezli ve taraf tutan oyunlardır.
ölü nokta : sahnede yetersiz aydınlatılmış yada oyun boyunca göz ardı edilmiş yer.
öncü tiyatro :ilerici tiyatro.özel tiyatro :devlet ya da belli bir kamu kurumuna bağlı olmayan, özel kişilerce kurulmuş profesyonel tiyatrolardır. özel tiyatrolar ticari tiyatro olabildikleri gibi, böyle bir anlayışa karşı gelen öncü tiyatrolar ve sanat tiyatroları da vardır.
öykülemek : anlatıcı yoluyla oyunun başında, ortasında, sonunda yada ara ara konusuyu anlatmak, yorumlamak, açıklık getirmek
pandomim :1. antik roma pantomimus'u, italyan commedia dell'arte'si yoluyla, fransız-ingiliz "arlekino" oyunlarından 18. yy.'da gerçekleştirilerek, 19. yy.'da burlesk oyunlarla karmaşmış; romans, kaba güldürü, akrobasi, dans ve halk masallarıyla asıl sözsüz oyuna dayanan popüler bir gösteri türü. 2. mim, sözsüz oyun.
panik tiyatrosu :kökenleri gerçek üstücü tiyatroyla vahşet tiyatrosunda yatan, izleyicide panik etkisi yaratmayı amaçlayan avangart oyunlar.
pano : sahne üzerindeki dekorun bir parçası
panola : orta oyun'unda tef.
pantolene : italyan halk doğaçlama tiyatrosunun en önemli yaşlı komik tipi.
parçacı :türk halk tiyatrosunda komiğe laf açan oyun kişisi
parodi :ciddi olduğu varsayılan ya da kabul edilmiş bir yapıtın tümünü ya da bir bölümünü alaya alarak, çarpıtarak, abartarak ve biçimini koruyarak ama içeriğini kendi özüne uymayan bir içerikle değiştirerek, öykünme yoluyla özellikle de içerik ve biçim arasındaki tutarsızlıktan yararlanarak yapılan gülünçleştirme.
pastoral oyun :dramatik yapısını 16. yüzyıl'da italya'da kazanmış, kır hayatının yalınlığını, ve doğanın güzelliğini idealleştirilmiş olarak veren bir rönesans oyun türüdür.
pelerin ve kılıç oyunu :17. yy. ispanyol tiyatrosuna has romantik entrika komedyası.perde :1. tiyatroda sahneyi seyirciye açıp kapayan bölüm. 2. bir oyunun ana bölümlerinden 3. gölge oyunlarında betimlemelerin arkadan ışık verilerek üzerinde oynatıldığı beyaz bez
pericelik oyunu :çözüntüye uğrayan romantik tiyatronun bir kalıntısı olarak ortaya çıkmış; halk efsaneleri ve peri masalı dünyasını, böyle bir dünyanın doğa üstü varlıklarıyla, fantastik gerçekçi öğelerle yüklü bir halk komedyası.
pişekar : bilgiç bir kimlik yüklenmiş, kavuklu üzerinde etki kurmaya çalışan, çeşitli kalıplara girip çıkan, oyun anlatıcısı ve düzenleyicisi
piyero : fransız tiyatrosunda, kambur, yalnızlık çeken, hep hüzünlü, kötülük yapmaya eğilimli traji komik tip.
poitik tiyatro : alman yönetmen erwin piscator'un kendi anlayışını içeren ' epik tiyatro'ya verdiği ad.
popüler tiyatro :genellikle güncel konulara dayanan sadece güldürü, parodi ve tuluat yoluyla ortak beğeniye seslenerek, çok sayıda kişiyi eğlendirmenin yanısıra, ticari olarak varlığını sürdürmeye çalışan tiyatro.
psikolojik oyun :idealist tiyatro içinde yer alan bir oyun türü. freud'un psikanaliz kuramının temel olduğu psikolojik oyunlarda, kişinin ruhsallığı, giderek bilinç altıyla oyunun içeriği özdeştirilir.
pusat odası : orta oyunu'nda oyuncuların giysilerinin bulunduğu çadır, sandık odası
repertuvar tiyatrosu :bir sezon içinde oynanması uygun gördüğü oyun demetini, aynı zamanda ilerde de oynayabilecek şekilde önceden belirleyerek uygulamasına geçme yöntemi ve dramaturji anlayışını benimsemiş tiyatro
resitatif : melodi olmadan konuşma gibi söylenen müzikli anlatım
retorik : etkili, esprili ve güzel konuşma.
revü :.konu bakımından sıkı bir bütünlüğü olmayan, başlıbaşına varolabilen ve birbirine gevşek bağlanmış tablo, skeç, şarkı, burlesk ve monolog gibi sahnelerden kurulu, daha çok güncel olayları alaya alan ve taşlayan bir gösteri türü.rol :bir oyuncunun bir oyunda temsil ettiği ve oynadığı tekil kişilik ve oyunda söylemesi gereken sözler.
ritüel : dinsel tören, kutlama. antik tiyatronun başlangıcı ritüellerle başlar ve bağ ve şarap tanrısı diyonizos için düzenlenen bahar kutlamaları giderek tiyatro kavramını ortaya çıkarmıştır.
rol : bir tiyatro yapıtında oyuncunun canlandırdığı kişiliği ortaya çıkaran söz ve hareketleri
romatik tiyatro : sınırsız özgürlük ve coşkuyu içeren çelişkili akım
romantisizm :18. yy.'ın sonlarıyla 19. yy.'ın başları arasında avrupa'da yayılan bir sanat akımı.saçma tiyatrosu :2. dünya savaşı'nın olumsuz sonuçlarının bir yansıması olarak, 1950'lerde özellikle de fransa'da yaygınlık kazanmış, öznelci idealizmin bir şekli olarak hiççilik görüşüne dayanan bir avangart tiyatro akımı. uyumsuz tiyatro.
sahne açıklamaları :oyun yazarı tarafından oyunun metnine, oyuncunun hareketleri ve sahne düzeni gibi piyesin temsili ile ilgili açıklayıcı, bilgi verici ya da yol gösterici nitelikte notların eklenmesi.
sahne dekoru :oyun yazarının sahneleme düzeni içine uyarladığı ve sahne dekoru sanatçısının da oyunun içeriğine ve rejiye göre yorumlayarak teknik olanaklar çerçevesinde gerçekleştirdiği, belli bir oyunda yer anlayışıyla doğrudan ilintili olarak sahnede işlevsellik taşıyan araç ve donanım.
sahne dili :bölgesel dillerden ve ağızlardan arınmış, örnek seslemeli, açık vurgulamalı dil. bu dilin türk tiyatrosunda kullanılması, ermeni oyuncuların yerini türk oyuncuların almasıyla başlamıştır
sahne efekti :ses ya da ışıkla sahnede, sahne dışı araçlarla yaratılan efekt. sahne efektleri ilk antik yunan'da kullanılmıştır.sahne kostümü :sahnede oyuncuların rolleri ve reji gereği kullandıkları giysiler.
sahne makinaları :sahne efektlerinin yaratılması, sahne dekorunun değiştirilmesi ve sahne ışığı uygulamaları gibi çeşitli işler gören teknik araç ve sistemler.
sahne müziği :başlı başına bir oyun için düzenlenmiş, bir oyunda organik olarak yer alan müzik. oyunun başında, aralarında ve sonunda yer alabileceği gibi şarkılar, ezgiler ve dans müziği olarak da oyunun için de yer alabilir. oyun müziği.
sahneleme :tüm dramaturjik ve teknik çalışmalar doğrultusunda bir oyunun belli bir düzen uyarınca sahneye konması. sahneye koyma.
sahneye koyma :sahneleme.
sanat tiyatrosu :tiyatroyu bir sanat eylemi olarak amaçlamış olan, ve ticari tiyatronun karşısında yer alan özel tiyatrolar.
saray tiyatrosu :saraylarda soylu çevreler için özel oyunlar oynanması amacıyla kurulmuş ve soylulardan amatör oyuncuların ya da dışarıdan profesyonel oyuncuların konuk olarak ya da sürekli bir kadro olarak oyunlar sergiledikleri tiyatro.
sentetik oyun :1. fütürist tiyatronun benimsediği biçim olarak, çeşitli teknik ve efektleri, kopuk kopuk ritimleri ve teyatral öğeleri hız ve değişimi belirlemek üzere biraraya getiren oyun. 2. analitik oyunun tersine oyunda aksiyonun ilk uğrağı olan serimden başlayıp olaylarla
gelişerek, aksiyon sürecinin anlarıyla bu sürecin tümü arasında karşılıklı ve kapalı bir bütün oluşturan oyun.
serim :bir oyunda aksiyonun ilk safhası, oyunun çatışmayı oluşturacak antitez öncesi tez hali. düğümden önceki bölüm.sentez tiyatrosu :sahne tekniği ve plastiğinin bir birleşimini dramatiğin özüyle özdeşleştiren tiyatro anlayışı.
seyirci :tiyatronun kitle hareketlerine ilintisi ve orantısını temsil eden seyirci, bir oyunun sergilenişini izleyen topluluktur.
skeç: güncel olaylara, sorunlarına değinen kısa süreli vurucu bir espriyle noktalanan kısa güldürü
sofita: sahne üstündeki ızgaraların bulunduğu kesim.
sokak tiyatrosu :eylemini sokakta sürdüren uyarlama ve propaganda tiyatrosudur. ilk örneklerine, hıristiyanlık propagandasını yapmak amacıyla tekerlekli sahnelerle sokaklarda geze geze temsillerin verildiği orta çağ dinsel tiyatrosunda rastlanır.
sorunsal oyun :çözümlenmek üzere birtakım sorunları ana konu olarak alan oyunlardır. 19. yy.'da eleştirel gerçekçi tiyatronun tezli oyun türü olarak ortaya çıkmıştır
sosyete oyunu :burjuva salon hayatını konu edinen "reaksiyoner" burjuva oyunlarıdırstar tiyatrosu :kollektif oyunculuk yöntemi uygulayan tiyatroların tam karşıtını oluşturan, bir ya da birkaç yıldız oyuncuya dayanan özel tiyatrolardır.
soyut tiyatro: olay dizisini ve oyunvuşuk anlayışını gerçekçilik erklerinden ve alışıla gelmiş mantık dizgesinden soyutlamak amacını güden tiyatroiç dünyayı gerçek olarak aldığından, oyun kişileri ve bunların konuşmaları anlamsal ve biçimsel açıdan bozularak karikatürleştirilmiştir
suskunluk tiyatrosu :oyunda anlatımını bulamamış ya da anlatımı olmayacak anları suskunlukla belirterek, duyguların algılanmasını seyircinin hayal gücüne bırakmaya çalışan tiyatrodur.taklit :1. belli bir oyunun, belirli bir olaylar dizisinin taklit yoluyla temsili. 2. insanların, hayvanların, cansız nesnelerin davranışını, dilini ve sesini, ona benzer şekilde yaratmaya çalışarak oyun çıkarma.
şakşak:- pişekar'ın elinde bulunan ve bir anlamda efekt yaratmak için kullandığı şakşak sesi çıkaran tahta. benzeri uygulama commedia dall'arte de görülmüştür.
şorolo: orta oyununda çocuk ya da köse delikanlı anlamında kullanılır
teknik tiyatro :tiyatrikalizm. 1900'ler de avrupa'da, özellikle de rusya'da natüralizme ve geleneksel tiyatroya karşı bir tepki olarak ortaya çıkmış tiyatro anlayışı.
tezli oyun :19. yy.'ın başlarında avrupa tiyatrosunda, özellikle de fransız natüralist tiyatrosunda ve alman klasik tiyatrosunda yazılmaya başlanmış "sanat için sanat" anlayışına karşıt, oyunun ana konusunun belli bir "tez" olduğu oyunlardırticari
tirad: tek oyuncunun kendi içine kapalı, uzun repliği
tiyatro :sanat tiyatrolarının tam tersine, yalnızca kazancı amaçlayan tiyatrolardır.
tiyatro eleştirisi :bir dram sanatı yapıtı olarak bir oyunun yalnızca dramatik ve dramaturjik değerlendirmesini, düşünsel ve kuramsal açıdan estetik alanı içinde ele alınmasını ve yorumlanmasını değil; gerçekleştirilmesini, tüm sahneleme uygulamasıyla birlikte değerlendirilmesi.
tiyatro topluluğu :belli bir yöneticinin yönetiminde belli sayıda oyunculardan, sahne ve sahne tekniği adamlarıyla yardımcılarından kurulu topluluk
tiyatro yapıları :oyun yeri ve seyir yerini kapsayacak şekilde ve düzenli olarak tiyatro oyunlarının sergilenmesindeki ihtiyacı karşılayacak yapılar.
tiyatroda koşuk ve düzyazı :oyun dilinin başlıca iki şekli. koşuk, düzenli tekrarlardan, ölçü, vurgu, uyak ve ses tekrarı gibi öğelerden yararlanan bir tekniktir. düzyazı, cümle yapısı ağır basan ve ritmin cümle yapısına uyduğu bir dildir.
töre komedyası :çağın ya da belli bir dönemin günlük yaşamından yola çıkarak, yanlış, bozuk, tutarsız ya da geçersiz görülen töresel ilişkileri, toplumsal kurumlar içinde insan ilişkilerini, bir dönem, çevre, yaşayış tarzı ya da sınıfsallık içinde işleyen komedya türü.
tregedya :antik yunan'da doğmuş, batı'ya has bir oyun türü. trajik olanın sahnede sanatsal dramatik biçimde aktarılması.
tulûat tiyatrosu :tanzimat'la birlikte türkiye'ye giren batı tiyatrosu, metinli tiyatroyla geleneksel türk tiyatrosu orta oyununun karışımından ortaya çıkmış bir popüler tiyatro türü.
tüm tiyatro :1. sentetik tiyatro ve toplu sanat yapıtı gibi anlayışları içeren bir kavram. 2. bauhaus okulu'nun önderlerinden gropius piscator için planladığı, arena sahnesi şeklindeki sahne tiyatrosu, amfi tiyatro ve rönesansın çerçeve sahnesi olmak üzere, üç ayrı üslup ve teknikte sahne yapısını tek bir tiyatro yapısı içinde toplayan, ancak gerçekleştirilememiş tiyatro
uyumsuz tiyatro :2. dünya savaşı'nın olumsuz sonuçlarının bir yansıması olarak, 1950'lerde özellikle de fransa'da yaygınlık kazanmış, öznelci idealizmin bir şekli olarak hiççilik görüşüne dayanan bir avangart tiyatro akımı. saçma tiyatrosu.
uyarlama :yabancı dildeki bir tiyatro yapıtının yerli dile uygularken, oyunun dramatik yapısına ve aksiyonuna dokunmadan, içeriği, konuyu, oyun kişilerini, olayları ve dil özelliklerini yerleştirme, oranın yapısına adapte etme.
üç birlik kuralı :klasik tiyatronun başlıca ilkelerindendir. bir oyunda, yer, zaman ve aksiyonun birlikteliğini; oyunda tek bir başlıca aksiyonun çevresinde, aynı zaman birimi içinde ve hep aynı yerde geçmesini öngören kural.
varyete :19. yy.ın sonlarında avrupa'da kabare tiyatrosu, müzikhol ve sirkin etkileriyle ortaya çıkmış; dans, müzik ve akrobasiye dayanan eğlence tiyatrosu.
virtüöz : ustalık düzeyine erişmiş oyuncu.
vodvil : birbirine bağlı yanılgı, rastlantı ve tuhaflıklarla örülü bölümlerden kurulu, taşlamalara dayanan, ezgili oyun.
yorumlama :bir oyunun gerek içeriği gerekse biçim olarak bütünlüğündeki anlamın gerçekleştirilmesi; söz, aksiyon ve sahne değerlerinin bir bütün halinde anlamlandırılarak ortaya konmasıdır.
yönetmek : bir tiyatro yapıtının sahnelenmesi işini yönetmek.
yönetmen : bir oyunu, gerekli gerekli ön hazırlığı ve yorumu yaptıktan sonra, dengeli ve sıkı bir düzen içinde,doğru, inandırıcı ve sanatsal bir biçimde, çeşitli alanlarınsanatçıları, uzmanları ve uygulayımcıları ile işbirliği yaparak sahneye çıkaran sanatçı. yönetmenin hem iyi pedagog , hemde işinde usta olması gerekir.yönetmenin bir dünya görüşü olmalı, müzikten, plastik sanatlardan,ışklardan anlamalı,yazın,felsefe,tarih ve toplumbilim alanlarında birikimli olmalıdır. ayrıca, üzerinde çalıştığı sahnenin coğrafyasını,dugusal atmosfer birimlerini ve etki alanları üzerinde ustalaşmış olmalıdır.
Tarih: 2016-03-02 01:55:43 Kategori: Sözlük
Soru Tarat
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Sorunu sor hemen cevaplansın.
Tiyatro Terimleri Nedir
Tiyatro Terimleri Sözlüğü
a
acıklı komedya : fransa'da, burjuva tragedyası ile burjuva oyununa geçiş şekli olarak, komik öğe de eklenerek ortaya çıkan bir burjuva oyun türüdür.
acıklı oyun : aydınlanma dönemi tiyatrosunda, traji-komedyası ve alman burjuva tiyatrosuna denir. acıklı oyunlarda, önce aşılması güç bir durum vardır, sonra kötüler cezalandırılır ve iyiler mükafatlandırılır, oyun burjuva erdem ve fedakarlık anlayışının zaferiyle son bulur.
agon: yarışma , karşıt düşüncelerin çatışması şeklinde süren bölüm
açık hava tiyatrosu : açık hava tiyatroları ilk kez, yapı olarak kendine özgü bir mimari üslup kazanmasıyla, antik yunan'da görülür. geniş anlamda açık hava oyunlarının oynandığı sahnelerdir.
aksesuar : sahne dekoru ve kostümünün yanı sıra, oyuncuların sahnede kullandığı eşyalara denir.
aksiyon : oyunun kendinden hareketlilik tarzı, bütünsel yapısını oluşturan hareketlilik sürecidir. aksiyon, oyundaki değişmeleri ve çatışmaları belirler, bunların neden ve sonuçlarını oluşturur.
aksiyon oyunu : aksiyonun karaktere bağımlı olduğu karakter oyunlarına karşıt; oyundaki kişilerin istem, davranış ve bilinçlerinden bağımsız şekilde ve daha çok olaylarla gelişen oyunlardır. bu oyunlar nesnel ve tarihsel özellikler taşır.
akustik : tiyatro içinde sesin dağılışı ve dağılış ölçüsüdür. akustik, ilk tiyatrolar olan açık hava tiyatrolarındaki, oyuncuların sesini geniş izleyici kitlesine duyurabilme ihtiyacından doğmuştur.
alan tiyatrosu : alan tiyatroları seyirci ve sahnenin iç içe kaynaştırılması kaygısından doğmuştur. üç ya da dört yanı seyircilerin oturma yerleriyle çevrili olduğu tiyatro yapısıdır. amfi tiyatrolar ve antik roma tiyatroları bu türün ilk örnekleridir.
alegori : bir düşünce, ahlak kategorisinin kişileştirme yoluyla oynanması
amfi tiyatro :genellikle çember ya da yumurta şeklinde bir oyun yerinin olduğu ve çevresinde basamaklar halinde oturma yerlerinin yükseldiği açık hava yapısıdır.
anarşist tiyatro : tüm geleneksel tiyatro kalıplarını ve mecranı yıkarak, burjuva-kapitalist toplum düzenindeki yaşam kaosuna karşı göstericiliğe varan bir tiyatro türüdür.
anonim oyun : 1.yazılı metni olmayan, doğaçlama olarak oynanan oyunlardır. 2. yazarı bilinmeyen oyunlara denir.
antrakt: oyun sırasında perde değişimi ve dinlenme amaçlı verilen ara
anti-tiyatro : avangart, saçma tiyatrosuyla eşanlamlı kullanılan bir terimdir. tiyatro yoluyla tiyatroya karşı tiyatro yapmaya "anti-realite tiyatrosu" denir.
antik komedya : i.ö. 400-200 yılları arasındaki eski roma ve yunan komedyasına verilen addır.
antik tragedya: i.ö vı. yüzyıl ve i.s. ı. yüzyılda yedi yüz yıllık boyunca yazılmış tragedyalardan yunanlı thespis ile başlayıp latin seneca ile son bulur
antik yunan tiyatrosu: i.ö ıı. yüzyıla dek sürmüş eski yunan tiyatrosuna verilen addır
ara oyun : bir oyun arasında yer alan, oyunla ilgili kısa bölümlü gösterilerdir.
apar: sahnedeki oyuncunun diğer oyuncuların duymadığı varsayımı ile doğrudan sahneden seyirye konuşması
arkaik oyun : 1.işlevselliğini ve geçerliliğini yitirmiş oyunlar için kullanılır. 2. klasik tiyatrodan önceki teatral gösterilere verilen isimdir.
arkalik tiyatro: tiyatroya kaynaklık ettiği varsayılan tiyatroda henüz belirli bir tarzın oluşmadığı dönemdeki törensel gösterilere verilen isim.. / ilk antik tiyatro yapılarının i.ö 1700yılına dek gerilere giden tarihi süreci
asal düğüm: asıl karakter oyuncusunun en fazla aktivite gösterdiği, direndiği, aksiyon gösterdiği kısım
auto sacramentale: ispanyadaki görülen ve kutsal kitaptan öyküler ve ermişlerin yaşamlarını konu edinen alegorik oyunlar
avangart tiyatro : 1, ve 2. dünya savaşları'nın batı'da yol açtığı manevi krizin bir yansıması, kalıplaşmış burjuva ve tiyatrosuna karşı kendi içinden gelişen hareketin bir anlatımıdır
b
ballad opera : (balet opera) ingiltere'de 18. yy.'da italyan operasına tepki olarak ortaya çıkmış, geleneksel halk havalarından yararlanılarak bunlara söz ve konuşmaların yazıldığı şarkılı oyunlardır.barok tiyatro: daha çok mimarlık müzik alanında yankısını bulmuş ama resim, heykel ve tiyatroyu da etkilemiş bir genel tarz
belediye tiyatrosu: belediyeden ödenek alarak çalışan tiyatro. şehir tiyatroları olarak da anılır.
belgesel oyun :yaşanmış bir olayın, olayla ilgili belgelerden yola çıkarak oyunlaştırılmasıdır.
benzetmeci tiyatro :göstermeci tiyatroya karşıt bir türdür. oyunun metni kadar, sahneleme, oynanış ve sahne düzeni, tekniği bakımından da oynanmakta olan oyunda gerçek yaşamın yanılsamasının yaratılmak istendiği tiyatrodur.
biçimci tiyatro : emperyalizm aşamasındaki burjuva toplumu tiyatrosundaki birçok akımları içine alan ve gerçekçi olmayan yöntemleri kullanan tiyatrolara verilen addır.
burlesk: karakterleri karikatürize ederek, abartılı şekilde yansıtan bir tarz
bildiri tiyatrosu :1.açık bildiri anlamında, belli bir dünya görüşünü seyirciye iletmek, seyirciyi o düşünceye kanalize edip harekete geçirme amacında olan tiyatro anlayışıdır.
bireşim tiyatrosu: sanat dallarını uyumlu bir şekilde kaynaştırıp bireşim bir bütün çıkaran tiyatro.
biyomekanik oyunculuk: oyunculukta hareket sözden daha öne geçtiği anlamların hareket ve tavırlarla verildiği tarz.
bölge tiyatrosu :bölgelere yerleşik, devlet tarafından ödenekli, aynı zamanda bölge içinde gezici olan ve yerel kaynaklardan yararlanan özerk tiyatrolardır. bizde bölge tiyatrosu fikrinin öncülüğünü muhsin ertuğrul yapmıştır.
broadway tiyatrosu :abd'deki ticari tiyatro için kullanılan bir deyimdir.
budama: sahneleme aşamasında oyunun bütünlüğünü bozmayacak ve oyuncuya rahat gelecek bir biçimde yeniden düzenleme, kısaltma
bulvar komedyası :19. yy.da fransa'da ortaya çıkmış olan bir komedya türüdür. 1. dünya savaşı öncesi yaygın olduğu yıllardır. üçlü aşk ilişkilerinin konu alındığı bu tür, sadece eğlendirmeyi ve yüzeysel komik durumlarla güldürmeyi hedefler ve bu yüzeyselliğiyle burjuvazinin sanat anlayışını temsil eden.
burjuva tragedyası :gelişmesini olduğu kadar yıkımını da kendi içinde taşıyan bir sınıf olan burjuvazinin dünya görüşü ve ideolojisinin, bu çelişmenin yansıması olduğu kadar onunla eşdeğerleşen trajikliğin anlatımı olmuş burjuva oyunlarına denir.
-c ç-
canlı gazete : bkz. gazete tiyatrosucanlı karagöz :halk dilinde orta oyunu'na halk arasında verilen isimlendirme . 19.yy da gölge oyunu karakterlerinin oyuncularla sahnelenmesi bu adlandırmaya kaynaklık etmiştir.
cezvit tiyatrosu: 17.yüzyıl ortalarında başlayıp 18. yüzyıla dek süre gelen dinsel öğelerle oluşturulmuş tiyatro. luther reformizmine karşı gelişmiş gerici katolik tiyatro anlayışı da denilebilir
ciddi komedya : dünyanın çelişkili olduğunu kabul eden ancak onu düzeltmeye ya da değiştirmeye çalışmayan burjuvazinin, iktidarı ele geçirememesini insanlık komedyası olarak göstermeye çalışmasının anlatımı olmuştur.
çadır tiyatrosu :1.oyun yeri çadır olan tiyatrolardır. 2. türkiye'de çadır tiyatrosu ismi aynı zamanda açık saçık dans gösterilerine ve kaba güldürülere dayanan bir çeşit gezici varyete için kullanılır.çengi :geleneksel türk halk tiyatrosunda, dramatik dansları yapan oyuncu, dansçı ya da komedya oyuncularına denir.
comedya: comedya de capa y espada (pelerin ve kılıç oyunu) gibi türleri bulunan ve ispanyol dilinde "tam uzunlukta oyun" anlamında kullanılan bir nitelemedir. 17. yüzyıl ispanyol tiyatrosunun altın çağında görülen comedya kavramı.
commedya del ''arte'': başlangıcı 1550'li yıllara uzanan, italyan doğaçlama tiyatrosudur. bir senaryodan yola çıkılıp sahnede usta oyuncu tarafından uydurularak süren komedi türü oyun tarzıdır.
curcuna (o.o.) : oyun öncesi ya da bu oyundan bağımsız olarak ortaya çıkan oyundaki kişilerin müzik eşliğindeki dansları. / komik soytarı dansları. bu dansları yapana soytarılar ise curcunabaz olarak adlandırılır.
çerçeve oyunu: karakterleri ve öyküyü geri planda bırakıp daha çok yaşanılan dönemi, ortamı detaylarıyla veren oyun türü
çerçeve sahne :oyun yeri ile seyirci arasında düz bir bağlantı çizgisi çekerek perde ile ayrılan, yanlardan perspektifli kulislerle donatılmış sahne biçimidir
çiçek yolu: sahneyi seyirci koltuklarının arasından uzatarak salon boyunca uzayan eklenti sahne. ilk kez japon kabuki tiyatrosunda görülmüş gazino, müzikhol tarzıda denilebilecek sahne biçimi
d
dadacılık: (gerçeküstü'cülük) 1916-1923arası tristan tzara ve richard hülsenbeck'in başkaldırı ruhu taşıyan ve bağımsız çağrışımlarla ilkel ve doğrudan anlatım biçimi arayan dil ve estetik kurallarını, mantık dizgesini tanımayan, sözcük anlamlarına değer vermeyen bir akımdır. dada isimlendirmesi henüz bir kurala uymamış olan bebek sesinden esinlenilmişir.darülbedayi ( darülbedayi-i osmani ):istanbul'da, ıı. meşrutiyet'in ilanından sonra 1914'te, batı'ya açılma çalışmalarının kültür alanındaki devamı olarak, belediye başkanı cemil paşa'nın girişimiyle kurulan konservatuardır. bir okul olarak kurulan bu kurum daha sonra profesyonel bir tiyatro topluluğu olarak çalışmalarını sürdürmüştür.
dekor: oyun konusuna uygun yeri, atmosferi materyallerle kalıp, renk, ışıkla ortaya çıkarma
deneme tiyatrosu: daha çok genç tiyatrocuların denendiği, yeni tarzların, yeni oyun yazarlarının, yönetmenlerin, değişik biçimler denendikleri topluluklardır
denyo (o.o.) : orta oyunu'nda budala tipi.
devlet tiyatrosu :cumhuriyetle başlayan sanat alanındaki gelişme, çağdaş batı'ya erişme ve yenileşme hareketleri içinde, devlet konservatuarı'nın bir aşaması olarak 1949'da yürürlüğe giren devlet tiyatro ve operası kanunu'yla kurulmuş ödenekli tiyatrodur.
devrimci tiyatro :yeni tiyatro biçimleri yaratmayı amaçlayan, üslubu ve içeriğiyle kapitalist toplum kısıtlamalarına karşı çıkan ve tiyatro deneylerini gerçekleştirmeye çalışan tiyatro biçimidir.
dışavurumcu tiyatro :1. dünya savaşı'nın öncesinde, ideolojik bunalım ortamında, natüralist ve izlenimci tiyatroya ve yeni romantizme karşı manevi bir tepki olarak almanya'da ortaya çıkmış avangart ve gerçekçi olmayan bir tiyatro akımıdır.
dikkat çenberleri :stanistlavski'nin oyunculuk dizgesinde, dikkatin odaklanmasını kolaylaştırmak için saptanan bölgeler.
dip müziği :oyunda, hareket ve sözlerin yanı sıra, fonda kullanılan müzik
dişi konuşma, söz : daha çok orta oyunu gibi doğaçlama tiyatrosunda nüktedanın, komedi oyuncusunun espiri yapabilmesine olanak veren sözcükler.
ditramb :tanrı diyanizos onuruna söylenen,onun yaşamından söz eden ciddi yada açık saçık ezgiler.
diyalektik tiyatro :brecht, kendi kuramlarını belirlediği tarzı için epik kavramının yetersiz kaldığını ve tiyatorsunun insanları güldürüken düşündüren bir diyalektik tiyatro olduğunu belirtmiştir. '' yazar doğru bir düzenin gelmesiyle akıl -duygu çatışmasının yok olacağına ve her ikisinin da dengeli bir yolda birbirini destekleyeceğine inanır.
diyalog :iki ya da daha çok kişi arasında geçen söyleşme, oyun dilinin temel biçimidir. monologun karşıtı
diyazinos :yunan mitolojisinde, doğanın yenileyicisi ve yaşamın simgesi olan şarap ve coşku tanrısı. zeus ile samele'nin oğlu.
diyonizya :tanrı dionizos adına kutlanan törenlere verilen ad.
doğaçlama: bir metine dayanmayan içten geldiği gibi oynama, konuşma./ oyun sırasında, beklenmedik bir durumla karşılaşıldığında metinde olmayan hareket ve sözlerle durumu kurtarma / oyuna o an oluşan atmosfere göre veya güncel olaylara göre eklenti yapma.
doğalcı tiyatro :19.yüzyılda, auguste comte'un pozitivist düşüncelerinin ve charles darwin'in türlerin kökeni ve doğal seçme kuramlarının etkisiyle romantizm'e karşıt, bilimleri esas alan insanları katılımsal, çevresel ve toplumsal ilişkilerine göre inceleyen akım
dördüncü duvar :natüralist tiyatronun getirdiği kavramlardan biri, saydam bir duvar olarak sayılan sahnenin seyirciye açık tarafı.
dram :şiirin doğal temel biçimlerinden biri. ezgisel ve destansının yanı sıra üçüncü bir anlatım türüdür.
dramatik tiyatro :bu tarz tiyatroda, sahne olaylar dizisini kapsar, seyirci aksiyonun içine sokulur, aksiyon duygularda verilir, yaşantı paylaşılır, oyun önermelerle gelişir, insan bilinen bir olgu olarak ve bir değişmezlik olarak alınır, sahnelerin her biri öteki için varolur, dünya olduğu gibi kabul edilir, insanın içgüdüleri ortaya çıkarılır ve gerçekliğin düşüncede belirlendiği kabul edilir.
dramaturg :oyun yazarı ve yönetmen anlamında kullanılan bu terim daha sonra bu konuyu bilen kişi ve eleştirici anlamında kullanılmıştır
durum komedyası :komik olanı karakterden değil, durumlardan çıkaran komedi biçimidir.
düşçülük :20. yüzyıl başlarında ortaya çıkan, fantezi, usdışı ve kısa süren bir sanat eğilimi
e
egitsel oyun: eğitim amaçlı oyunek oyun: rönesans döneminde ingiltere'de asal oyuna ek olarak oyunun yanı sıra oynanan güldürü türü kısa oyun
eleştiri: bir eseri, oyunu sanatsal, estetik, içerik, gerçeklik ve sosyal yansıması, görsellik gibi kıstaslarla değerlendirme
eleştirmen: yazdığı alanda sanatsal eğitimi alt yapısı olan duyarlılığı ve algılama yeteneği yüksek eleştiri yazan kimse
entrika komedyası :oyun örgüsünün birtakım karışık durum ve olayların ortaya çıkmasıyla geliştiği komedya türüdür
epik oyunculuk :epik tiyatro ilkeleri uyarınca geliştirilen oyunculuk yöntemidir. bu tür oyunculuğun en temel unsuru, oyuncunun diğer yöntemlerin tam tersine rolüyle özdeşleşmemesidir. oyuncu sahnede duyguları aktarmaz, oynadığı rolün kalıbına girmez, canlandırdığı karakterin eğilimlerini gösterir.
epik tiyatro :olaylar dizisinin anlatıldığı, seyircinin gözlemci olarak etkin duruma geçirilerek yargı vermeye götürüldüğü ve olayları seyircinin incelemesinin sağlandığı bir tiyatro türüdür.
f
fabula: latince masal, öykü.fars :güldürü öğesi, fiziksel hareketlerden ve mimiklerden çıkarılır, güldürü kulak ve zihinden çok göze hitap eder. aynı zamanda kaba güldürü olarak bilinir.
furi: alkış anlamına gelen argo sözcük.
fuaye: oyun öncesi ve perde aralarında seyirci bekleme salonu
g
gag : eğlence amaçlı gösterilerdeki gülünecek nükt, söz yada durumgala : daha protokolün çağrıldığı gösteri gecesi
gazete tiyatrosu :günlük ve geçmiş olayları gazete haberi formatında belgesel olarak veren bir tiyatro türüdür.
geleneksel türk tiyatrosu : gölge, kukla oyunu,orta oyunu,meddahlık,dramatik danslar gibi türk toplumuna özgü gösterim türlerini kapsayan halk tiyatrosu ve köy tiyatrosu
gerçeküstücü tiyatro :1. dünya savaşı'ndan sonra ileri burjuva-kapitalist toplulukların yaşamında bulunan bunalımın bir yansıması olarak fransa'da ortaya çıkmış avangart bir tiyatro akımıdır.
gerilla tiyatrosu :şehir hayatını yaşayanlara içinde bulundukları siyasal durumun gerçek yüzünü, sömürücü burjuva-kapitalist iktidarların günlük yaşam içinde nasıl varolduğunu anlatan tiyatro türüdür.
gerilim :gelişim sürecinde çatışmanın dozunun artmasıyla birlikte doruk noktasına ulaştığı ve doruk noktası'ndaki patlamadan sonra azalmaya başladığı tiyatro
gezici tiyatro : sabit bir sahnesi olmayan, gittikleri yerlerdeki sahnelerde oynayan topluluklara verilen ad.
gişe oyunu :sadece ilgi çekme ve ticari getiri kaygısı içinde sahnelenen oyun.
gölge oyunu :genellikle deriden kesilmiş hayvan, insan vs. figürlerinin arkadan ışık verilerek gölgelerinin beyaz bir perde üzerine yansıtılmasından yararlanılarak oynatılan oyun.
grotesk : abartılı karikatürize, akılcılığı zorlayan, karşıt görüntüleri birleştiren yapıtlar. daha çok 1.dünya savaşı ortamında , italya'da kapitalist düzen, sanayileşme, kentsoylu yaşama karşıt düzenin iki yüzlülüğünü vurgulayan kara mizah anlayışı ile bir yüzleşme tiyatrosu denilebilir.
gülünçlü oyun : gülünçlüğü, varsayımdan yola çıkışla ele alıp, yüzeyde bir şekilde işleyen oyunlara verilen ad. bulvar ve gişe oyunları bu türe iyi örneklerdir.
h
halk tiyatrosu :halkın kültür birikiminden yararlanarak halkın yaşamını konu alan, halk dilini kullanarak halkı eğlendirmenin yanısıra öğretici olmayı da amaçlayan tiyatro biçimi.happening :resim, müzik, heykel, fotograf ve monolog karışımı plastik bir yaratımın teyatral olarak sunulması.
ı
ışık köprüsü : sahneyi aydınlatan spotların yer aldığı ve seyirciye görünmeyen noktalara yerleştirilmiş ışık alanıdır.ışık odası : sahne ışıklandırmasının yapıldığı yer.
i
ibiş : türk halk tiyatrosu ve kukla tiyatrosunda güldürünün komedyen unsuru uşak tipi.iç dekor : odayı ya da kapalı alanı gösteren bir dekor.
iç monolog : bir oyuncunun sahnede düşündüklerini ve ruh durumunu seyirciye yansıtması
imgelem : oyuncunun sözcüklerin arkasında yatan alt metni bulmak için başvurduğu imgelem
imge tiyatrosu : geleneksel dramaturgi ve sahne tekniklerinin dışına çıkarak imgesellik ve sahne plastiği ve ışık olaylarının öne çıkarılarak bu anlayışla ortaya çıkarılan oyun. (resim tiyatrosu)
işçi tiyatrosu : oyuncularının işçilerden oluştuğu topluluklar / işçi sınıfını aydınlatmaya yönelik oyunlar sergileyen topluluklar
irrasyonel tiyatro :akılcılık ve aydınlanma düşüncesine karşı 19. yüzyılda çıkmış, idealist tiyatro anlayışı içinde yer alan genel bir eğilime verilan ad.
italyan sahnesi : ilk kez rönesans döneminde italya'da yapılmaya başlanan perdeli çerçeve sahne
iyi - kurulu - oyun :19. yüzyılın ilk yarısında batı avrupa'da özellikle de fransa'da tekniğinden ötürü tezli oyunlar, karakter ve töre komedyaları ile bulvar komedyaları için kullanılan terim.
izlenimci tiyatro : 20. yüzyılın başlarında özellikle fransa'da ortaya çıkmış idealist bir tiyatro anlayışı. bu anlayışa göre tiyatroda esas olan, gerçekliğin gösterilmesinde çok, kişisel izlenimin yaratılabilmesidir. bu amaçla simgeci bir anlatım kullanılır, şiir dili, söz gücü, dekor, kostüm, ışık yoluyla bir atmosfer yaratmak hedeflenir.
j
jelatin süzgeç : .sahne ışıklaması renklendirmede kullanılan ve ışıldakların önüne konulan renkli, yanmaz jelatin süzgeçler.jest :oyuncunun beden hareketleriyle oluşturduğu anlatım. karakterin genel davranışı
k
kaba güldürü : kaba esprilere ve hareketlere dayandırılarak sahnelenen eğlence amaçlı oyunlarkabare tiyatrosu :güncel, politik konularla ilgili, toplumsal ve kültürel yozlaşmayı şakayla karışık eleştiren, sivri bir dille taşlayan; şarkı, parodi, skeç, söylev, sözsüz oyun, şiir, karikatürden kurulu, oyuncuyla seyircinin içli-dışlı olduğu, büyük şehirlere özgü bir tiyatro türü.
kahramanlık komedyası : soyluların baş oyun kişisi olduğu, onların maceralarına dayandırılmış komedi
kapalı biçim (ya da) kapalı oyun :başlıca iki dramatik biçimden biri, yani açık biçim'in karşıtı. kapalı biçim kendi bütünlüğünde bir kesit olan oyun biçimidir. zihinsel bütünsellik, aksiyon, yer ve zaman birliği kesintisizdir.
karagöz :türk gölge oyunu. adını oyunun baş kahramanından alan karagöz, bir gölge oyunu olarak türkiye'ye uzak doğu'dan mısır yoluyla gelmiş ve 17. yüzyılda kendi biçimini almıştır.
karakter komedyası : oyun komedi kahramanının yanlış, zayıf, komik yanları öne çıkarır. sosyal anlamda eleştiriler de bu oyuncu üzerinden yapılır.
kara mizah oyunu :1. ve 2. dünya savaşı sonrası gibi umutsuz ve olumsuz dönemlerin oyunlarıdır, temelinde kötümser dünya görüşü ve aşırı şüphecilik yatar.
karakter oyuncusu : kendine özgülükler taşıyan rolleri üstlenebilen oyunculara verilen ad
karakter komedyası :durum komedyası ve entrika komedyası'nın tam tersine, komik olanın, karakterin kendisinde yaratıldığı güldürü çeşidi. karakter komedyası'nda, oyunun başlıca bir karakterinin bir özelliği abartılarak güldürünün konusu durumuna getirilir.
karakter oyunu :düşünce ve aksiyon oyunu'nun tersine, gelişimin ve konunun belirli ve çarpıcı bir özellik taşıyan bir karakter'e dayandırıldığı oyun.
karakter oyuncusu : kendine özgülükler taşıyan rolleri üstlenebilen oyunculara verilen ad
koro :oyunda, belirli bir uyum içinde, kolektif olarak ezgili sözleri birlikte söyleyen kişilerden oluşan topluluk.
köşebası tiyatrosu : genellikle siyasal ve toplumsal içerikli kolay anlaşılır oyunlar oynayan topluluklara verilen addır
kukla oyunu :yapma bebeklerin, kuklaların oynatıldığı bir oyun. kuklalar oynatılış şekillerine göre değişik türlere ayrılır ve "el kuklası", "ipli kukla", "araba kuklası", "iskemle kuklası" ve "dev kukla" gibi adlar alırlar.
kulis :sahnede dekorunun yan duvarlarını meydana getiren, perspektiv' e uygun bez çerçevelere verilen ad. çoğunluk tarafından kulis olarak bilinen, oyuncuların, seyirciye görünmeden oyun sıralarının gelmesini bekledikleri yere ise aslında "kulis arkası" denir.
karakter tragedyası :karakterin kişisel özellikleri ve çevresi tarafından koşullanmasıyla doğan psikolojik çelişmeler ve dış çatışmaların yer aldığı tragedya.
kavuklu : orta oyununda halkın düşünce ve duygularını yansıtan özü sözü bir, dobra, eğitimsiz ama düşünceleri önemsenen kişidir. haksızlığa karşıdır. pişekarın tersi bir karakterdedir.
kerkides : antik yunan tiyatro yapısında seyir yerini dikine kesen basamaklı yol.
kıssalı oyun :öğretici bir anlatıma, kıssaya dayanan, ahlaksal gerçekliği ya da bilgiyi karşılaştırma ya da benzeştirme yoluyla veren kıssalı oyun.
kilise oyunu : çoğu kez rahiplerin oynadığı, kilise tarafından yönetilen hıristiyan gelenekleri yaymaya yönelik oyun.
kitle oyunu :oyunun merkezine tek tek kişiler yerine kitleyi koyan oyunlar.
kolektif oyun :dışavurumcu tiyatro'ya özgü olarak, öznel anlatım sağlamak ve duygu yoğunluğu yaratmak amacıyla oyuncuların kolektif olarak anlatıma katıldıkları oyun türü.
komedya, komedi :komik olan ögelerin yansıtıldığı ve bu ögelerin oyunun yapısını oluşturduğu başlıca oyun türlerinden biri. komedya komik olanın algılanışına göre bu güne kadar olduğu gibi, her dönemde değişik anlam ve yapılar kazanabilir.
konstrüktivist tiyatro :biçimci bir akım olan konstrüktivizm içinde yer alan tiyatro, sahne mimarisinde mekanın değerlendirilmesine ve kendine özgü bir yapıya sahip olan bir sahne düzenine dayanır. ilk kez sovyet yönetmen meyerhold tarafından perde ve çevre düzenlemesinin, kulislerin olmadığı çıplak sahnede iskele bir dekorda işçi sınıfının sanayileşme sürecindeki emeğini ve üretimini ve devinimini anlatmak için uygulanmış bir tarz olup bazı yönetmenler tarafından sürdürülmüş anlayış, biçimdir.
l
lal : sessiz ve sözsüz anadolu köy oyunulazzi : commedia dell'arte oyuncularının teknik gerektiren güldürücü hareketleri
loca : genel seyircilere ayrılmış koltukların dışındaki özel seyirci bölmeleridir.
m
makyaj :oyuncuların rollerine uygun olarak yüzlerine boyamaları. makyaj, aynı zamanda sahne ışıklarının etkisinden yüzün rengini korumak için de yapılır.mask :gözleri ve ağzı açıkta bırakacak şekilde, yüzün boya veya diğer bir yabancı madde yardımıyla örtülmesi.maskelemek: sahnede yapılacak bir eylemi seyirciden gizlemek amacıyla yapılan hareket
meddah :türk geleneksel seyirlik oyunlarının belli başlı türü olan meddah, kökenleri arap ve iran gibi islam ülkelerindeki hikaye anlatma geleneğine dayanan meddah ülkemiz kültüründe bir çeşit hikaye anlatıcı olarak bilinir.
merak:olay dizisinin gelişimi ile seyircide uyandırılan soru duygusu:gerilim sağlayıcı öğe.
melodram :aksiyonu ya da duygusal etkiyi güçlendirmek amacıyla konuşma ve sözün müzikle birleştiği anlatım türü.
mim: hareketlere dayalı sözsüz oyun
mimesis: taklit,benzetme, öykünme. yeniden yaratma, yansıtma'
mimik :başka kişilerin fiziksel ya da psişik özelliklerini taklit etme ya da kendi iç dünyasındaki duygularını dile getirme amacıyla, duygu ve düşüncelerin oyuncu tarafından yüz hareketleriyle seyirciye aktarılması.
mizansen :sahne düzeni.modern dram :burjuvazi'nin kendi düşünce tarzına bir ifade şekli yaratmak için,sınıf çatışmasından doğmuş bir dram sanatıdır.
monolog :ikili konuşmanın, diyalog'un, tam tersi şekilde, oyunda tek başına konuşma biçimidir.
müzikhol : ingiltere'de 19. yy' ın ikinci yarısında ortaya çıkmış bir dram türü. basit halkın popüler bir eğlencesi olan müzikhol komik skeçli, şarkılı ve akrobasi gösterilerden oluşuyor.
müzikli komedya :oyun örgüsüne, müzik ve dans'ın da karıştığı, caz, hafif müzik ve pop müzik özellikleri de taşıyan abd'ye özgü bir tür olmuş güldürüye verilen ad. müzikli oyun
nekre: nüktedan oyuncu
o
oda tiyatrosu: seyirci sayısı 100'ün altında olan tiyatro salonlarına verilen adoda oyunu :psikolojik yanı, iç gerçekliği ve söz değeri ağır basan, oda tiyatroları' nda sahnelenen oyunlar için kullanılan terim.oda tiyatrosu :orkestra ve galeri yeri olmayan küçük tiyatrolara verilen ad
off-off-broadway :1960'larda amerika'da oluşan "off-broadway" tiyatro hareketlerindeki ticari ve konformist eğilimlere karşı, 1970'lerden bu yana oluşan tiyatro hareketleri. off-broadway :2. dünya savaşı'ndan sonra, abd'de ticari broadway tiyatrosu'na karşı tavır almış tiyatro hareketi.
okul tiyatrosu: okul öğrencilerinin kurdukları ve gerçekleştirdikleri tiyatro.
okuma çalışması: metin üzerinde yapılan ön çalışma
orta : ( o.o.): 20 x 14 metre ebatlarında iple çevrilmiş orta oyunu'nun oynandığı alan.
orta komedya :i.ö. 400-300'lerde eski komedya' dan yeni komedya' ya geçiş sürecindeki yunan komedyası'nın ikinci evresi.
orta oyunu :seyircilerle çevrelenmiş bir alanda, yazılı bir metne dayanmadan ama belli bir konuda, canlı oyuncularla doğaçlama olarak geliştirilen geleneksel türk halk tiyatrosu seyirlik oyunu
oyun :oynanmak üzere yazılmış tiyatro gösterisi, oyuncunun rolle gerçekleştirdiği piyes.oyun dili :bir oyunu sanat yapıtı olarak var eden dil. bir oyunun içeriğinin ve biçiminin belirleyici öğesi.oyun düzeni :tüm dramaturjik ve teknik çalışmalar doğrultusunda bir oyunun belli bir düzen uyarınca sahneye konması.
oyuncak tiyatro : 12. yüzyılın ilk yarısında kartondan üç boyutlu dekor ve giysilerle ingiltere'de yapılan oyuncak.
oyun kurmak : daha çok doğaçlama ile geliştirilen oyunlar ortaya çıkartma olayı
oyun müziği :başlı başına bir oyun için düzenlenmiş, bir oyunda organik olarak yer alan müzik. oyunun başında, aralarında ve sonunda yer alabileceği gibi şarkılar, ezgiler ve dans müziği olarak da oyunun için de yer alabilir. sahne müziği.
oyun yapısı :bir oyunun dramatik bir eser olarak bütünlüğünü oluşturan kuruluş tarzı.
oyun yeri :bir oyunun oynandığı ve oyuncuların seyirci karşısında göründüğü oyun yeri ve yapısı. sahne.
oyuncu :bir karakteri doğaçlama yoluyla canlandıran ya da bir rolü temsil eden yorumlayan sanatçı.
oyuncu kolları :özellikle 16. ve 17. yüzyıllarda türkiye' de saray'da düzenlenen eğlencelerde musiki eşliğinde dramatik gösterileri uygulayan 200-400 kişiden oluşmuş topluluklara verilen ad.
oyunculuk :bir oyuncunun kendi yaratım kabiliyeti ile ya da belirli kurallara göre, konuşma, mimik ve jest yolu ile dans ve müzik eşliğinde aksesuar ve kostüm kullanarak bir rolü temsil edebilme yeteneği.
oyunlaştırma :anlatı, öykü, roman, düzyazı veya manzum yazılmış bir eserin dramatik hale getirilerek sahnede oynanır hale sokulması.
ö
ödenekli tiyatro :devlet ya da şehir belediyeleri gibi kamu örgütleri tarafından paraca desteklenen ve bu kurumların kadrosu içinde yer alan tiyatrolardır.öğretisel oyun :seyircinin belli bir toplumsal ve siyasal ülkeye kazandırılması amacıyla yazılan ve bildirinin dolaysız olarak iletildiği tezli ve taraf tutan oyunlardır.
ölü nokta : sahnede yetersiz aydınlatılmış yada oyun boyunca göz ardı edilmiş yer.
öncü tiyatro :ilerici tiyatro.özel tiyatro :devlet ya da belli bir kamu kurumuna bağlı olmayan, özel kişilerce kurulmuş profesyonel tiyatrolardır. özel tiyatrolar ticari tiyatro olabildikleri gibi, böyle bir anlayışa karşı gelen öncü tiyatrolar ve sanat tiyatroları da vardır.
öykülemek : anlatıcı yoluyla oyunun başında, ortasında, sonunda yada ara ara konusuyu anlatmak, yorumlamak, açıklık getirmek
p
panayır tiyatrosu :batı'da yüzyıllar önce panayırlarda halkı eğlendirmek amacıyla kurulan, kaba çizgili, açık saçık güldürüler, kukla ve gölge oyunları sunan tiyatrolar.pandomim :1. antik roma pantomimus'u, italyan commedia dell'arte'si yoluyla, fransız-ingiliz "arlekino" oyunlarından 18. yy.'da gerçekleştirilerek, 19. yy.'da burlesk oyunlarla karmaşmış; romans, kaba güldürü, akrobasi, dans ve halk masallarıyla asıl sözsüz oyuna dayanan popüler bir gösteri türü. 2. mim, sözsüz oyun.
panik tiyatrosu :kökenleri gerçek üstücü tiyatroyla vahşet tiyatrosunda yatan, izleyicide panik etkisi yaratmayı amaçlayan avangart oyunlar.
pano : sahne üzerindeki dekorun bir parçası
panola : orta oyun'unda tef.
pantolene : italyan halk doğaçlama tiyatrosunun en önemli yaşlı komik tipi.
parçacı :türk halk tiyatrosunda komiğe laf açan oyun kişisi
parodi :ciddi olduğu varsayılan ya da kabul edilmiş bir yapıtın tümünü ya da bir bölümünü alaya alarak, çarpıtarak, abartarak ve biçimini koruyarak ama içeriğini kendi özüne uymayan bir içerikle değiştirerek, öykünme yoluyla özellikle de içerik ve biçim arasındaki tutarsızlıktan yararlanarak yapılan gülünçleştirme.
pastoral oyun :dramatik yapısını 16. yüzyıl'da italya'da kazanmış, kır hayatının yalınlığını, ve doğanın güzelliğini idealleştirilmiş olarak veren bir rönesans oyun türüdür.
pelerin ve kılıç oyunu :17. yy. ispanyol tiyatrosuna has romantik entrika komedyası.perde :1. tiyatroda sahneyi seyirciye açıp kapayan bölüm. 2. bir oyunun ana bölümlerinden 3. gölge oyunlarında betimlemelerin arkadan ışık verilerek üzerinde oynatıldığı beyaz bez
pericelik oyunu :çözüntüye uğrayan romantik tiyatronun bir kalıntısı olarak ortaya çıkmış; halk efsaneleri ve peri masalı dünyasını, böyle bir dünyanın doğa üstü varlıklarıyla, fantastik gerçekçi öğelerle yüklü bir halk komedyası.
pişekar : bilgiç bir kimlik yüklenmiş, kavuklu üzerinde etki kurmaya çalışan, çeşitli kalıplara girip çıkan, oyun anlatıcısı ve düzenleyicisi
piyero : fransız tiyatrosunda, kambur, yalnızlık çeken, hep hüzünlü, kötülük yapmaya eğilimli traji komik tip.
poitik tiyatro : alman yönetmen erwin piscator'un kendi anlayışını içeren ' epik tiyatro'ya verdiği ad.
popüler tiyatro :genellikle güncel konulara dayanan sadece güldürü, parodi ve tuluat yoluyla ortak beğeniye seslenerek, çok sayıda kişiyi eğlendirmenin yanısıra, ticari olarak varlığını sürdürmeye çalışan tiyatro.
psikolojik oyun :idealist tiyatro içinde yer alan bir oyun türü. freud'un psikanaliz kuramının temel olduğu psikolojik oyunlarda, kişinin ruhsallığı, giderek bilinç altıyla oyunun içeriği özdeştirilir.
pusat odası : orta oyunu'nda oyuncuların giysilerinin bulunduğu çadır, sandık odası
r
radyo oyunu : radyoda oynanmak üzere yazılmış, kulağa yönelmiş daha çok metine dayalı bir teknik gerektiren oyun.repertuvar tiyatrosu :bir sezon içinde oynanması uygun gördüğü oyun demetini, aynı zamanda ilerde de oynayabilecek şekilde önceden belirleyerek uygulamasına geçme yöntemi ve dramaturji anlayışını benimsemiş tiyatro
resitatif : melodi olmadan konuşma gibi söylenen müzikli anlatım
retorik : etkili, esprili ve güzel konuşma.
revü :.konu bakımından sıkı bir bütünlüğü olmayan, başlıbaşına varolabilen ve birbirine gevşek bağlanmış tablo, skeç, şarkı, burlesk ve monolog gibi sahnelerden kurulu, daha çok güncel olayları alaya alan ve taşlayan bir gösteri türü.rol :bir oyuncunun bir oyunda temsil ettiği ve oynadığı tekil kişilik ve oyunda söylemesi gereken sözler.
ritüel : dinsel tören, kutlama. antik tiyatronun başlangıcı ritüellerle başlar ve bağ ve şarap tanrısı diyonizos için düzenlenen bahar kutlamaları giderek tiyatro kavramını ortaya çıkarmıştır.
rol : bir tiyatro yapıtında oyuncunun canlandırdığı kişiliği ortaya çıkaran söz ve hareketleri
romatik tiyatro : sınırsız özgürlük ve coşkuyu içeren çelişkili akım
romantisizm :18. yy.'ın sonlarıyla 19. yy.'ın başları arasında avrupa'da yayılan bir sanat akımı.saçma tiyatrosu :2. dünya savaşı'nın olumsuz sonuçlarının bir yansıması olarak, 1950'lerde özellikle de fransa'da yaygınlık kazanmış, öznelci idealizmin bir şekli olarak hiççilik görüşüne dayanan bir avangart tiyatro akımı. uyumsuz tiyatro.
s
sahne :bir oyunun oynandığı ve oyuncuların seyirci karşısında göründüğü oyun yeri ve yapısı.sahne açıklamaları :oyun yazarı tarafından oyunun metnine, oyuncunun hareketleri ve sahne düzeni gibi piyesin temsili ile ilgili açıklayıcı, bilgi verici ya da yol gösterici nitelikte notların eklenmesi.
sahne dekoru :oyun yazarının sahneleme düzeni içine uyarladığı ve sahne dekoru sanatçısının da oyunun içeriğine ve rejiye göre yorumlayarak teknik olanaklar çerçevesinde gerçekleştirdiği, belli bir oyunda yer anlayışıyla doğrudan ilintili olarak sahnede işlevsellik taşıyan araç ve donanım.
sahne dili :bölgesel dillerden ve ağızlardan arınmış, örnek seslemeli, açık vurgulamalı dil. bu dilin türk tiyatrosunda kullanılması, ermeni oyuncuların yerini türk oyuncuların almasıyla başlamıştır
sahne efekti :ses ya da ışıkla sahnede, sahne dışı araçlarla yaratılan efekt. sahne efektleri ilk antik yunan'da kullanılmıştır.sahne kostümü :sahnede oyuncuların rolleri ve reji gereği kullandıkları giysiler.
sahne makinaları :sahne efektlerinin yaratılması, sahne dekorunun değiştirilmesi ve sahne ışığı uygulamaları gibi çeşitli işler gören teknik araç ve sistemler.
sahne müziği :başlı başına bir oyun için düzenlenmiş, bir oyunda organik olarak yer alan müzik. oyunun başında, aralarında ve sonunda yer alabileceği gibi şarkılar, ezgiler ve dans müziği olarak da oyunun için de yer alabilir. oyun müziği.
sahneleme :tüm dramaturjik ve teknik çalışmalar doğrultusunda bir oyunun belli bir düzen uyarınca sahneye konması. sahneye koyma.
sahneye koyma :sahneleme.
sanat tiyatrosu :tiyatroyu bir sanat eylemi olarak amaçlamış olan, ve ticari tiyatronun karşısında yer alan özel tiyatrolar.
saray tiyatrosu :saraylarda soylu çevreler için özel oyunlar oynanması amacıyla kurulmuş ve soylulardan amatör oyuncuların ya da dışarıdan profesyonel oyuncuların konuk olarak ya da sürekli bir kadro olarak oyunlar sergiledikleri tiyatro.
sentetik oyun :1. fütürist tiyatronun benimsediği biçim olarak, çeşitli teknik ve efektleri, kopuk kopuk ritimleri ve teyatral öğeleri hız ve değişimi belirlemek üzere biraraya getiren oyun. 2. analitik oyunun tersine oyunda aksiyonun ilk uğrağı olan serimden başlayıp olaylarla
gelişerek, aksiyon sürecinin anlarıyla bu sürecin tümü arasında karşılıklı ve kapalı bir bütün oluşturan oyun.
serim :bir oyunda aksiyonun ilk safhası, oyunun çatışmayı oluşturacak antitez öncesi tez hali. düğümden önceki bölüm.sentez tiyatrosu :sahne tekniği ve plastiğinin bir birleşimini dramatiğin özüyle özdeşleştiren tiyatro anlayışı.
seyirci :tiyatronun kitle hareketlerine ilintisi ve orantısını temsil eden seyirci, bir oyunun sergilenişini izleyen topluluktur.
skeç: güncel olaylara, sorunlarına değinen kısa süreli vurucu bir espriyle noktalanan kısa güldürü
sofita: sahne üstündeki ızgaraların bulunduğu kesim.
sokak tiyatrosu :eylemini sokakta sürdüren uyarlama ve propaganda tiyatrosudur. ilk örneklerine, hıristiyanlık propagandasını yapmak amacıyla tekerlekli sahnelerle sokaklarda geze geze temsillerin verildiği orta çağ dinsel tiyatrosunda rastlanır.
sorunsal oyun :çözümlenmek üzere birtakım sorunları ana konu olarak alan oyunlardır. 19. yy.'da eleştirel gerçekçi tiyatronun tezli oyun türü olarak ortaya çıkmıştır
sosyete oyunu :burjuva salon hayatını konu edinen "reaksiyoner" burjuva oyunlarıdırstar tiyatrosu :kollektif oyunculuk yöntemi uygulayan tiyatroların tam karşıtını oluşturan, bir ya da birkaç yıldız oyuncuya dayanan özel tiyatrolardır.
soyut tiyatro: olay dizisini ve oyunvuşuk anlayışını gerçekçilik erklerinden ve alışıla gelmiş mantık dizgesinden soyutlamak amacını güden tiyatroiç dünyayı gerçek olarak aldığından, oyun kişileri ve bunların konuşmaları anlamsal ve biçimsel açıdan bozularak karikatürleştirilmiştir
suskunluk tiyatrosu :oyunda anlatımını bulamamış ya da anlatımı olmayacak anları suskunlukla belirterek, duyguların algılanmasını seyircinin hayal gücüne bırakmaya çalışan tiyatrodur.taklit :1. belli bir oyunun, belirli bir olaylar dizisinin taklit yoluyla temsili. 2. insanların, hayvanların, cansız nesnelerin davranışını, dilini ve sesini, ona benzer şekilde yaratmaya çalışarak oyun çıkarma.
şakşak:- pişekar'ın elinde bulunan ve bir anlamda efekt yaratmak için kullandığı şakşak sesi çıkaran tahta. benzeri uygulama commedia dall'arte de görülmüştür.
şorolo: orta oyununda çocuk ya da köse delikanlı anlamında kullanılır
t
taşlama :toplumsal yaşamın ve kurumların ya da politik düzenin yanlış, kusurlu, tutarsız ve yoz yanlarını eleştirel bir gözle ve genellikle güldürü yoluyla açığa serme, yerme ya da alaya alma olarak sanatsal bir mizahi saldırı biçimidir.tekerlekli sahne :1. orta çağ sahne tiplerinden biri. özellikle ingiltere ve ispanya'da myster oyunlarının temsili, dekorla donanmış ve açık havada, sokakta semt semt dolaştırılan tekerlekli sahnelerde gerçekleştirilirdi. 2. antik yunan tiyatrosunda iç sahneleri göstermek üzere oyun yerine itilerek tekerlek üzerinde getirilen küçük sahne.teknik tiyatro :tiyatrikalizm. 1900'ler de avrupa'da, özellikle de rusya'da natüralizme ve geleneksel tiyatroya karşı bir tepki olarak ortaya çıkmış tiyatro anlayışı.
tezli oyun :19. yy.'ın başlarında avrupa tiyatrosunda, özellikle de fransız natüralist tiyatrosunda ve alman klasik tiyatrosunda yazılmaya başlanmış "sanat için sanat" anlayışına karşıt, oyunun ana konusunun belli bir "tez" olduğu oyunlardırticari
tirad: tek oyuncunun kendi içine kapalı, uzun repliği
tiyatro :sanat tiyatrolarının tam tersine, yalnızca kazancı amaçlayan tiyatrolardır.
tiyatro eleştirisi :bir dram sanatı yapıtı olarak bir oyunun yalnızca dramatik ve dramaturjik değerlendirmesini, düşünsel ve kuramsal açıdan estetik alanı içinde ele alınmasını ve yorumlanmasını değil; gerçekleştirilmesini, tüm sahneleme uygulamasıyla birlikte değerlendirilmesi.
tiyatro topluluğu :belli bir yöneticinin yönetiminde belli sayıda oyunculardan, sahne ve sahne tekniği adamlarıyla yardımcılarından kurulu topluluk
tiyatro yapıları :oyun yeri ve seyir yerini kapsayacak şekilde ve düzenli olarak tiyatro oyunlarının sergilenmesindeki ihtiyacı karşılayacak yapılar.
tiyatroda koşuk ve düzyazı :oyun dilinin başlıca iki şekli. koşuk, düzenli tekrarlardan, ölçü, vurgu, uyak ve ses tekrarı gibi öğelerden yararlanan bir tekniktir. düzyazı, cümle yapısı ağır basan ve ritmin cümle yapısına uyduğu bir dildir.
töre komedyası :çağın ya da belli bir dönemin günlük yaşamından yola çıkarak, yanlış, bozuk, tutarsız ya da geçersiz görülen töresel ilişkileri, toplumsal kurumlar içinde insan ilişkilerini, bir dönem, çevre, yaşayış tarzı ya da sınıfsallık içinde işleyen komedya türü.
tregedya :antik yunan'da doğmuş, batı'ya has bir oyun türü. trajik olanın sahnede sanatsal dramatik biçimde aktarılması.
tulûat tiyatrosu :tanzimat'la birlikte türkiye'ye giren batı tiyatrosu, metinli tiyatroyla geleneksel türk tiyatrosu orta oyununun karışımından ortaya çıkmış bir popüler tiyatro türü.
tüm tiyatro :1. sentetik tiyatro ve toplu sanat yapıtı gibi anlayışları içeren bir kavram. 2. bauhaus okulu'nun önderlerinden gropius piscator için planladığı, arena sahnesi şeklindeki sahne tiyatrosu, amfi tiyatro ve rönesansın çerçeve sahnesi olmak üzere, üç ayrı üslup ve teknikte sahne yapısını tek bir tiyatro yapısı içinde toplayan, ancak gerçekleştirilememiş tiyatro
u-ü
uç tiyatro : toplumsal bozulmaya bir başkaldırı gibi ortaya çıkan tecimsel tıyatro anlayışına karşı sivri, en uç noktada hareket eden tiyatro tarzı. daha çok sokak tiyatrolarında uygulama alanı bulmuşturuyumsuz tiyatro :2. dünya savaşı'nın olumsuz sonuçlarının bir yansıması olarak, 1950'lerde özellikle de fransa'da yaygınlık kazanmış, öznelci idealizmin bir şekli olarak hiççilik görüşüne dayanan bir avangart tiyatro akımı. saçma tiyatrosu.
uyarlama :yabancı dildeki bir tiyatro yapıtının yerli dile uygularken, oyunun dramatik yapısına ve aksiyonuna dokunmadan, içeriği, konuyu, oyun kişilerini, olayları ve dil özelliklerini yerleştirme, oranın yapısına adapte etme.
üç birlik kuralı :klasik tiyatronun başlıca ilkelerindendir. bir oyunda, yer, zaman ve aksiyonun birlikteliğini; oyunda tek bir başlıca aksiyonun çevresinde, aynı zaman birimi içinde ve hep aynı yerde geçmesini öngören kural.
v
varoluşçu tiyatro :2. dünya savaşı sonucunda batı toplum hayatının sorunlarını çözümden uzak liberalizm krizinin yol açtığı düşünce, estetik ve etik anlatımı olan, fransa'da ortaya çıkmış tiyatro anlayışıvaryete :19. yy.ın sonlarında avrupa'da kabare tiyatrosu, müzikhol ve sirkin etkileriyle ortaya çıkmış; dans, müzik ve akrobasiye dayanan eğlence tiyatrosu.
virtüöz : ustalık düzeyine erişmiş oyuncu.
vodvil : birbirine bağlı yanılgı, rastlantı ve tuhaflıklarla örülü bölümlerden kurulu, taşlamalara dayanan, ezgili oyun.
y
yabacılaştırma etmeni : brecht'in epik tiyatrosu'nun temel ögelerinden. seyircinin oyun kişileriyle özdeşleşmesini engelleyip onların kendi yorumlarıyla bir yargıya varmasını sağlamayı amaçlayan bu nedenle yabancılaştırma için her tür etkenin kullanıldığı yöntemdir. ''seyirci, bir kazayı seyreden üçüncü kişi durumundadır'' bu sayede olaya dışarıdan bakıp duygusallıktan, acıdan öte mantığını kullanabilen bir şahittir.yorumlama :bir oyunun gerek içeriği gerekse biçim olarak bütünlüğündeki anlamın gerçekleştirilmesi; söz, aksiyon ve sahne değerlerinin bir bütün halinde anlamlandırılarak ortaya konmasıdır.
yönetmek : bir tiyatro yapıtının sahnelenmesi işini yönetmek.
yönetmen : bir oyunu, gerekli gerekli ön hazırlığı ve yorumu yaptıktan sonra, dengeli ve sıkı bir düzen içinde,doğru, inandırıcı ve sanatsal bir biçimde, çeşitli alanlarınsanatçıları, uzmanları ve uygulayımcıları ile işbirliği yaparak sahneye çıkaran sanatçı. yönetmenin hem iyi pedagog , hemde işinde usta olması gerekir.yönetmenin bir dünya görüşü olmalı, müzikten, plastik sanatlardan,ışklardan anlamalı,yazın,felsefe,tarih ve toplumbilim alanlarında birikimli olmalıdır. ayrıca, üzerinde çalıştığı sahnenin coğrafyasını,dugusal atmosfer birimlerini ve etki alanları üzerinde ustalaşmış olmalıdır.
Tarih: 2016-03-02 01:55:43 Kategori: Sözlük
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Yorum Yapx